6 Ağustos 2004 Cuma

BİR ANI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ -

Türk sanat müziğinin önemli ustalarından biri olan Yıldırım Gürses’in radyo programlarından birinde bir söyleşisini dinlemiştim.Çok etkilendim.Türk sanat müziği bestecisi ve yorumcusu olan sanatçı, Fransa’da başından geçen bir olayı anlatıyordu.Olay gençlerimize örnek olacak niteliktedir.
Yurt dışına bir Türk sanatçısı olarak seyahat etmiş.Fransa’da çeşitli radyolarda kendisini ve Türk müziğini tanıtmaya çalışıyor.O dönem de daha televizyon bulunmuş değil.Bir radyo programına konuk oluyor.Program banda kaydedilmeye başlanıyor.Uygun görülürse daha sonraları yayınlanacak.Program yapımcısı sanatçımızla söyleşisine başlıyor.Kim olduğunu ,nereden geldiğini, yaptıklarını dinliyor.O zaman plaklar dönemi.Sanatçı yanında o günlerde besteleyip plağa okuduğu yeni bir Türk Sanat Müziği eserinin plağını yapımcıya veriyor.Plak pikaba konup çalmaya başladıktan az sonra yapımcı bulunduğu yerden ayağa kalkıyor.Pikabı kapatıyor.Sanatçımızdan izin isteyip dışarı çıkıyor.Bu ana kadar lakayt bir tavır içinde ,karşısındakini küçük gören bir tutum sergileyen yapımcı, dışarıdan kıyafetini değiştirmiş,blucinini çıkartmış takım elbisesini giymiş,kravatını takmış bir şekilde geri dönüyor.Özür dileyerek bu tavır değişikliğinin sebebini açıklıyor.
Şimdiye kadar Türkiye’den bize gelenler hep bizim müziğimizin yani batı müziğinin benzerlerini getiriyorlardı.Onlar da taklit olduğu için bize bir şey ifade etmiyordu.Zaten aslı bizde vardı.Biz size özgü bir şeyler arıyorduk.Bu güne kadar böyle çalışmalarla gelen olmadı .Onun için ben de yine o çalışmalardan biridir diye düşünerek önem vermemiştim.Ancak görüyorum ki size ait,sizin özelliklerinizi yansıtan bir çalışma ile gelmişsiniz.Bu beni mutlu etti.Sizi kutluyorum,dedikten sonra izninizle plağı şimdi dinlemek istiyorum diyerek saygılı bir biçimde plağı dinliyor.Takdirlerini belirtiyor.İlerleyen günlerde defalarca kendi radyosunda eseri çaldırıyor.başka radyolarda da çalınmasına yardımcı oluyor.
Biz kendi kültürümüze sahip çıktıkça batı da bize hayran olacak ve saygı duyacaktır.

Ramazan IŞIKOcak 2001

2 yorum:

  1. Ben de çok küçük yaşlarda,popüler müzik yerine TSM eserlerini sever,dinlerdim.Babamın etkisi büyüktü şüphesiz.Babamın sesi çok güzeldir,çok iyi cümbüş çalar.Unutulmuş diyebileceğim bir çok TSM eserini hem çalar hem söyler.Benim yatkınlığım ve sevgim de burdan geliyo sanırım.Kendi kültürümüze sahip çıkmak yerine,yeni nesille her sene daha asimile olup gidiyoruz.Batılı olma özentisiyle kim olduğumuzu unuttuk.Değerlerimize,kültürümüze sahip çıkmalıigençlerimize ,çocuklarımıza bunu aşımalıyız ,çok hakılısınız.Paylaşımınız çok güzeldi,çok anlamlıydı.teşekkürler.sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. ebruli,ne şanslıymışsınız.cümbüş gibi,çalması zor bir müzik aletini çalan bir babaya sahip olmak ne güzel.
    maalesef benim bir flüt dışında bir müzik aleti çalma şansım olmadı.çalanlara da gıpta ile baktım hep.
    ben de değerlerimizi benimseyen bir blogdaşım olduğu için mutluyum.ilginize teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Düşünceleriniz benim için önemlidir. Katkılarınız için teşekkür ederim.