25 Kasım 2010 Perşembe

BAĞ BOZUMU

.

Yüreğinin bağ bozumunda bile,

Sevda türküleri çalar, gönül telleri.

Güz gelip, yaprak dökende duygular,

Ağıtlar yakar, karalar bağlamış dudaklar.



Ramazan Işık

15 Kasım 2010 Pazartesi

KARA ÇIKINLARDAN GİDESİCE

.
-Şefre (Şerife) Polat Ebem'e saygılarımla-


Yaşlı kadın, otobüste, şoförün arkasındaki yolcu koltuğunda oturuyor, ilçeden, il merkezine gitmekte olduğu yolculukta, kıvrımlı yolda, şoförün araç kulanmasını dikkatle izliyordu. O kadar dikkatle izliyordu ki, O'nun her halinden haberdardı. Bir ara, şoförde bir durgunluk sezdi. Otobüs yalpalamaya, yolda gezerek gitmeye başlamıştı. Pür dikkat kesildi. Şoförün uyuklamakta olduğunu kavraması gecikmedi. Sağ elini yumruk yapıp, şoförün sırtına öyle bir indirdi ki,
"kara çıkınlardan gidesice, bizi uçuruma mı atacaksıııııın" , diye bağırdı.

Şoför, ne olduğunu anlayamadan, uyandı uykusundan. Direksiyonu sımsıkı kavradı. Arabayı kurallarına uygun kullanmaya başladı. Ama bir merak da sardı kafasında. Yaşlı kadına sormadan edemedi; "teyze, tamam, hata yaptım anladık da, bu kara çıkınlardan gidesice'de ne oluyor", dedi.
Kadın, daha dinmemiş öfkesini bastırmaya çalışarak, ve başını anlamlı anlamlı sallayarak , "geberirsen görürsün KARA ÇIKIN'ları", dedi.

Kara çıkın; kadıncağızın sözlüğünde, ihtiyacı olanlara verilmek üzere, ölünün arkasından hazırlanan, ölen kişiye ait eşyalardan oluşan bohça veya eski çağlarda insanları ölüme götüren bir hastalıktan başka birşey değildi.

Diğer oturaklarda yolculuk yapanlardan, bu olanları izleyenler; öncesinde kaygıyla başlayan mizanseni, sonrasında, bir komedi oyunu seyreder gibi izlemekten kendilerini alamadılar.

Ramazan Işık

10 Kasım 2010 Çarşamba

ÜRETEBİLECEĞİNİZ EN GÜZEL ŞEY

.

Birbirlerine çok yakışıyorlar. Oğlan bir doksan boyunda, kız da ona yakın. Yan yana geldiklerinde, çok güzel bir görüntü oluşturuyorlar. Onlardan güzel haberler almak, bize de mutluluk veriyor.

Gençlerle beraber olmak gibisi yok, hayatımız neşe doluyor. Açıyorlar bilgisayarlarını, videolar izletiyorlar bize. Yurt dışında , tenha bir cadde ortasında, arabanın teybinden, açmışlar halay müziklerini, halay çekmişler. İkisi kendi başlarına. Onu da videoya alıp, izlettirdiler bize. Benzer bir video da Türkiye'de, deniz kenarında bir yerde çekmişler. Çok hoştu doğrusu. İkisi, yalnız başlarına çektikleri halay videoları. Neşe dolu, kahkaha dolu.

Serde öğretmenlik var ya, öğüt vermeden duramadım. Nişanlı gençleri karşıma alıp;
"gençler", dedim. " işte bu...
hayatta üretebildiğiniz iki şey çok önemli ;
birincisi, bu videolar, halaylar... yani mutluluklar,
ikincisi ise, düğünden sonra, bizlere hediye edeceğiniz yavrular, çocuklarınız.

Gerisi hikaye...

Çal-çaput, eşya, ve diğer eksiklikler için, kesinlikle birbirinize en ufak bir serzenişte dahi bulunmayın.

Mutluluk üretin, bir de sevimli çocuklar. Sizden beklentilerimiz bunlardır..."

Gençlerin gözlerinde de, benzer pırıltıları gördüm. Bu yönde adımlar atıyorlar. Atmaya da devam edecekler.

İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.



Ramazan Işık













.