25 Aralık 2009 Cuma

BENİM KIZIM (öğretmenlik anıları)


İl merkezinin büyük okullarından birinde müdür olarak görev yapıyordum.23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yaklaşmaktaydı.Bayram kutlaması hazırlıkları için,bayramdan uzunca bir süre önce öğretmen arkadaşlarla toplantı yaptım.Bayram kutlamalarında neler yapabileceklerimizi konuştuk.
Bu bayram proğramında mümkünse okuldaki tüm öğrencilerin bir şekilde görev almasını arzuluyordum.Zira,sosyal faaliyetlerde küçük de olsa bir rol alan öğrenci bunu ömür boyu unutmuyor.Bu çalışmalara katılmak bazan onun hayatında bir dönüm noktası olabiliyor.
Bu düşüncelerle,öğretmen arkadaşlarıma;
-Her sınıf çok katılımlı bir faaliyet yapsın.Bayram haftasında okul bahçesinde,salonda,başka okullara giderek bu çalışmaları sergileyelim.Her öğretmen arkadaş kendi sınıfı ile ne tür bir çalışma yapacağını belirlesin.Bayram proğramına koymak üzere idareye getirsin.Kutlama komitesince uygun görülen çalışmalara başlasın,diye rica ettim.
Sınıflar bu çalışmalara başladılar.Öğretmenlerimizden biri bir gün müdür odasında yanıma gelip,
-Müdür bey,ben bayramda bir öğrencimi oryantal olarak çıkarmak istiyorum,hazırlıkları yapacağım dedi.
Ben de,
-Öğretmenim oryantal yerine başka bir çalışma yapalım.Sınıfın tamamının katılımı ile başka bir gösteri oluşturmaya çalışalım, dedim.

Aradan birkaç gün geçti.Öğretmenimiz bir sebeple bir günlük izin aldı.Onun sınıfı müdür odasının bitişiğindeydi.Sınıftan yüksek sesler geliyordu.Sınıfa girdim.Çocuklar öğretmenleri olmadığından çok gürültü yapıyorlardı.Hatırladığım kadarıyla dördüncü sınıf öğrencileriydi.Derslerini sordum.Sosyal bilgiler dersiymiş.Bir konu üzerinde çalışma yapmaya başladık.Tartışmalı ve zevkli geçen dersin ortamındaki sıcaklıktan,kendisine güven geldiğini anladığım bir kız çocuğu parmak kaldırdı;
-Öğretmenim,öğretmenim diye çırpınıyordu.
Ben;
-Söyle kızım, dedim.
-Öğretmenim,biz 23 Nisan proğramı için oryantal dansı hazırlamak istemiştik.Dansı ben yapacaktım.Siz izin vermemişsiniz, öyle mi dedi.
Bir anda şaşırdım.Bu konuyu öğretmen arkadaşımla kendi aramızda konuşmuştuk.Öğrenciye bu konunun aktarılmasına anlam veremedim.

-Kızım,bu programı hazırlayan bir komisyon var.Bu komisyon daha farklı bir çalışma sergilemenizi arzuluyor.Ben bu komisyonun üyesiyim.Siz de başka bir çalışma hazırlayabilirsiniz.Dedim.

Öğrencim üzgün,konuşmasına devam etti,

-Öğretmenim bu konuyu evde konuştuk.Babam diyor ki;"Müdür,kızımın oryantal yapmasına izin vermezse vermesin.Benim kızım gene de çok güzel oynuyor" diyor dedi.

Dokuz yaşındaki bir kız öğrencimle böylesine bir konuşma yapabileceğimi hiç düşünmemiştim.
Acaba ben mi çok gerilerde kalmıştım,benim yetiştiğim ortamlar mı gerideydi.

Çoğunluğunu müzik işleri,davul-zurna çalan vatandaşların oturduğu bu mahallede elbetteki anlayışlar da çok farklıydı.

Yıllar önce bir dağ köyünde,yine bir bayram kutlamasında bir piyeste görevlendirmek için kız öğrencilerime görev vermekte ne kadar zorlandığımı hatırladım.Piyeste rol verdiğim kız öğrencilerimin babalarının olurunu alabilmek için ne kadar dil dökmüştüm.Sonunda başarıp,güzel bir piyes ortaya çıkarmıştık.

Şimdi tam tersi bir durum vardı.

Öğrencimin başını okşadım.Anladım ki iyilik yaptığımı sanırken onları üzmüştüm.

-Kızım sen akıllı bir kızsın.Bugün bizim programlarımız böyle.Eğer ailen senin dans eğitimi almanı istiyorsa bunun için okullar var.Konservatuarlara gidebilirsin.Oralarda bu işlerin eğitimi veriliyor.Bu okullarda başarılı olacağına inanıyorum.Babana selam söyle,üzülmesin dedim.

Hayat her zaman çelişkilerle doludur.Önemli olan biz onu görebiliyormuyuz.

7 yorum:

  1. Sevgili Öğretmenim,

    Beni de en çok üzen konulardan biridir bu. Son yıllarda her yerde olduğu gibi okullarda da işin kolayına kaçmaya, yaratıcılıktan çok taklide yönelmeye başlandı. Anaokulu gösterilerinde bile şarkıcı takliti yaptırılarak oynatılıyor yavrular.

    Oysa bizler aylarca tiyatro çalışması yapardık. Özel günlerle ilgili metinler yazar, programlar düzenlerdik. Münazaralar düzenlerdik. Günlerce bu konular tartışılırdı gençler arasında.

    Öğretmenler kendi aramızda kıyasıya eğitim-öğretimle ilgili tartışır, ancak bunu asla çocuklara yansıtmazdık.

    Geçen gün bir blogda okudum, beynimden vurulmuşa döndüm. Lise öğrencisi derste şişeye çişini yapmış!

    Eğitimi bozarsanız her şey bozulur. Yazık bu ülkeye! Öğretmenlik sadece bir iş değil ki...

    Saygılar.

    YanıtlaSil
  2. ayesema,bildiğimiz gibi büyük Atatürk, kurtuluş savaşından sonra yeni bir savaşa başladıklarını bunun da cehaletle savaş olduğunu söylemiş,bunun için de ülkenin o günkü kıt kaynaklarının büyük kısmını eğitime ayırmıştır.bu düşünce yapısına vardığımız zaman bu sıkıntıları aşabiliriz.
    yorumunuza teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. BEN DE MİLLİ BAYRAMLARDA BİZE AİT OLMAYAN ŞEYERİN SERGİLENMESİNDEN HOŞLANMIYORUM HOŞ GİDİP İZLEME FIRSATIMOLMUYOR AMA BİR 23 NİSAN DA YABANCI ŞARKIYLA ELLERİNDEPON PONLARLA ÇOCUKLARI DANSETTİRMEKTEN DAHA GÜZEL ŞEYLER YAPILABİLİR..ÇOCUKLARDA 23 NİSANIN ANLAMINI KAVRAYABİLECEK ŞEYLER SERGİLESELER ÇOK DAHA GÜZEL OLUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM...ÖĞRETMENLER DE İŞİN KOLAYINA KAÇMAMIŞ OLURLAR..NACİZENE FİKRİM..ŞAHSEN BEN 23 NİSANDA DANSÖZLÜK YAPAN BİR KIZ ÇOCUĞUNDANSA FOLKLÖR OYNAYANLARI GÖRMEYİ TERCİH EDERİM..YA DA GÜZEL BİR ŞİİR OLABİLİR ...V.B
    SEVGİLER SAYGILAR HOCAM..

    YanıtlaSil
  4. papuç,ben de folklorik değerlerimizin öğretilip,sergilenmesinden yanayım elbette.ama toplumumuzda çok farklı kesimler yaşıyor.bizim düşüncelerimize uymasa da,o insanların da çok farklı beklentileri oluyor.
    sevgi,saygı benden.

    YanıtlaSil
  5. Merhaba Ramazan Bey, yesilkaman.blogspot.com adresindeki Yeşil Kaman isimli bloğuma yaptığınız ziyaret ve o çok değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim. İnsan ayrık kökü gibidir derler atalarımız. Evet Kaman ilçesinde Gafarlar çok büyük bir sülale. Soy isimleri KAYA'dır. Gafarın Gazi, Gafarın Hanifi vs. Köklü bir sülaledir. Onlardan böyle bloğu olan var mı yok mu pek bilmiyorum ama, size yardımcı olabilecek Adem ve İsa Kaya her ikisi de öğretmendir, onların e_mail adreslerini elde edersem size ayrıca bildiririm. Tanıştığıma çok memnun oldum. Kaman ilçesini oluşturan ahalinin de Maraş, Malatya, Diyarbakır, Urfa, Afyon ve Gaziantep vilayetlerinden geldikleri söylenir. Tabi ne derece doğru, onu ben de çok iyi bilmiyorum.
    Hayırlı yıllar dilerim. Allah'a emanet olun, sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  6. Recep bey,hoş geldiniz.Verdiğiniz bilgilere teşekkür ederim.çok memnun oldum.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Yorumlarınıza benim cevap vermemem yeterli değil ama 23 nisan şenlikleri ile ilgili yorumda torununuz kafkas beyinide ön planda gördük ya çok ama çok mutlu olduk... Saygılar AVŞAR BEYİM....

    YanıtlaSil

Düşünceleriniz benim için önemlidir. Katkılarınız için teşekkür ederim.