4 Şubat 2010 Perşembe

BİR ZAMANLAR KAHVEHANEDE


foto-yasemin tangören


Eskiden kahvehaneye giderdim .Bulursam bir briç karesi kurmak,briç karesi oluşturamazsak batak oynarız,o da olmadı okeyle az zaman geçirip, biraz sohbet ederiz.O da olmadı bir tavlacı bulunurdu kahvehanelerde.Bazan bir köşede satranç oynadığımız da olur ya.Her zaman satranç oyuncusu bulunmaz.Aynı domino gibi.Domino da belli kahvelerde oynanır.Her yerde bulamazsın.Domino hastası olanlar,domino oynanan kahvehaneleri bulmak zorundadır.Zira domino oynayanlar gürültücü olur.Briç oynayanlar da biraz öyledir.Bu oyunlar eşli oyunlardır.Eşler birbirine uyum sağlayamazlarsa,yanlış deklare(okuma)yaparlarsa eşlerinden azar işitirler.Bazan bu azarlarda doz kaçar.Kahvedeki diğer insanları rahatsız edecek boyutlara ulaşır.Hele öyle insanlar vardır ki,yenilmeye hiç tahammül edemezler.Yenildiklerinde de suçlu her zaman karşısındaki eşidir.O yanlış okumuş,onun için oyunu kaybetmişlerdir.Kendilerinde hiç kabahat olmaz.

Bazı günler sırf onları kızdırmak ve bu kızgınlıklarından doğan çabalarını izlemek için kahveye gittiğimiz olurdu.Bu insanların masasında,oyuncu sayısından fazla seyirci olur.Dört kişilik oyun masasında bazan sekiz kişiye varan seyirci kitleleri oluşur.Çekişmeli geçen bu oyunların sonunda,eşler arasında kalp kırıcı konuşmalara varan tartışmalar olur.Seyreyle gümbürtüyü.Bütün kahve onların kavgalarını izler.Herkes bundan da ayrı bir zevk duyar.O günün eğlencesi olur,hatta ertesi gün dünden kalan oyunların tartışmaları yapılır.Öyle hastaları vardır.

Oyunlarda çoğu zaman yenilen taraf, masada içilen tüm içeceklerin parasını öder.Seyircilerin içtikleri buna dahildir.Nadir olarak,oyun bitiminde herkesin kendi içtiğini ödediği gruplar da vardır.Bunlar kendilerini bilirler,bunlar arasında bu konuda oyun başında sessiz bir anlaşma oluşmuştur.Kahvehanede kesinlikle paralı oyun oynanmaz.

Aslında bizim uğradığımız kahvehane, biraz eskinin kıraathanesini(okuma evi) andırıyordu.O zaman günlük gazeteleri bulabilirdiniz, okumak için.Sohbet te ayrı bir zevklidir kahvehanelerde.Memleket meseleleri en ince ayrıntısına kadar konuşulur,iktidarlar devrilir,hükümetler kurulur.Ev hali dertleşmeleri yapılır.Herkes kendine göre bir kafa dengi bulur orda.Kimisi siyasi görüşüne göre,kimisi köyüne,ilçesine göre,kimisi de dertlerine göre gruplaşır kahvede.

Çok oluyor kahveye gitmeyeli.Gençtim daha,"artık kahve yok"dediğim yıl.Neden bu kararı aldığımı dün gibi hatırlıyorum.Oyun kareleri oluşturduğumuz,insan olarak da çok sevdiğim bir arkadaş vardı.Yaşı bizden çok fazlaydı.Bu ileri yaşına rağmen kahvede bize eşlik ediyor,oyun karelerimize giriyordu.Her oyundan da anlıyordu.Hangi kareyi oluşturacak olsak, o dörtlünün içindeydi.Hoş sohbet de bir adamcağızdı.Ama hastaydı.Elinde sürekli taşıdığı bir fıs fıs la, nefes almakta zorlandıkça masanın yan tarafına dönüp, bu ilacı burnuna sıkıyor,birazcık nefes alıyordu.O yıllar kahvelerde sigara içilen yıllardı.Biraz nefesi açılınca da, bir dal sigara yakıp tüttürmeye başlıyordu.Hayatında hiç sigara içmemiş olan ben, bu durumdan çok rahatsız oluyor,yaşça oldukça büyük olan bu arkadaşa birşey de diyemiyordum.
Birgün, iş çıkışı kahveye uğradım.Yine bu arkadaşımızın sağlık problemlerini gözlemlemeye başladım.Bir saat kadar zaman geçirdim kahvede.Kendi kendime bir muhasebe yaptım.Kendimle konuştum ;"Emmoğlu,sen bu duruma razı değilsin.Adam nefes alamıyor,azıcık nefes alabilmek için nefes açıcı ilaç kullanıyor,nefesi açılınca dönüyor sigaraya sarılıyor.Sen de bu duruma çözüm bulamıyorsun.Zira adam söz dinlemiyor.O zaman senin burada ne işin var.Bu günden sonra kahve yok"dedim kendi kendime.Zaten birkaç yıl ara ara gittiğim olmuştu.Çok sık da gitmiyordum aslında.Bu günden sonra da hiç gitmeyeceğim dedim kendi kendime.

Ertesi gün,daha ertesi gün kahve yok.Hayatımdan çıkardım kahveye gitmeyi.
Eşim soruyor,hayırdır akşamları eve erken geliyorsun,bir durum mu oldu.
"Kahvehane alışkanlığını hayatımdan çıkardım",dedim eşime.O mutlu oluyor elbette bu durumdan.
Zaman insan hayatında çok şeyi değiştiriyor.Dün yaptıklarımızın bazısını bugün yapmıyoruz.Yapmayı aklımızdan bile geçirmediklerimizin ise tiryakisi oluyoruz.Şu an blogda yazı yazmakta olduğumuz gibi.

Ramazan Işık

13 yorum:

  1. Ramazan bey,
    saygiyla ellerinizeden öpüyorum.
    Nasil kiyimsiz bir yürege sahipsiniz. Bir adamin kendisine yaptigi kötülügü bile gözünüz kaldirmadigi icin,arasira bile olsa, zevk alarak gittiginiz bir ortamdan kendinizi mahrum birakiyorsunuz.
    Iyiki sizin gibi birisini blogtan bile olsa tanidim.Büyük keyif ve ibret alarak okuyorum sizi. Lütfen ne olursa olsun sakin burayi terketmeyin.
    Afferdesiniz, yani insallah terketmezsiniz.

    YanıtlaSil
  2. Sünter Hanım,beni çok duygulandırdınız.Sizin gibi dostları terkedermiyim.Elimden geldikçe yazmaya, sizlerle bu ortamda olmaya çalışacağım.Buraları çok seviyorum.Okumayı,paylaşmayı seven bir insan olduğum için,benim gibi düşünen,paylaşan,üreten insanlarla olmak istiyorum.Sizler de onlardansınız.
    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Ramazan Bey, yazılarınızı okuduktan sonra içime bir huzur doluyor inanın. Yazınızı okurken daha son satıra varmadan bir taraftan düşünüyordum acaba neden bırakmış olabileceğinizi kahvehane alışkanlığınızı.Ne kadar muhterem ne kadar doğru bir insansınız.Pek çok sebep olabilirdi; eşim istemiyor yada arkadaş kavgası gibi. İyi ki varsınız ! Ellerinizden öpüp başıma koyuyorum. Sağ olun var olun.

    YanıtlaSil
  4. ÇOBAN YILDIZI,ben de sizi çok büyük bir zevkle okuyor ve aydınlanıyorum.Daha önce de belirttiğim gibi,hukuk eğitimi alma arzumu gerçekleştiremediğim için, sizinyazılarınızı okuyarak eksik kalmış bir yanımı tamamlıyorum.
    Bu anlamda ve bana gösterdiğiniz inceliktn mütehassis oldum.
    Saygı benden.
    Ben de çocuklarınızın gözlernden öpüyorum.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Kahve alışkanlığı zaten sizin gibi aydın,duygulu birine göre değildir sanırım. Onu bırakmakla çok iyi etmişsiniz ama bizi ve blog yazarlığını bırakmayın, lütfen:)

    Sevgiler size ve ailenize

    YanıtlaSil
  6. Diri diri gömdüler adlı yazıma yapmış olduğunuz değerli yorumdan dolayı çok teşekkür ederim İyi bir hafta sonu dilerim.

    YanıtlaSil
  7. Çınar hanım,o çok eskide kalmış,aslında alışkanlık bile olmamış bir durumdu.Aklıma geldi öylesine yazdım.Saygı bizden size ve ailenize.

    SİYAH KELEBEK,güzel yazılarınızı izlemeye devam edeceğim.sevgi bizden.

    YanıtlaSil
  8. Saygıdeğer Ramazan bey,kahvehane kültürünün topluma birşey verdiğine inanmıyorum,üstelik sigara içmeyenler pasif içici duruma düşüyorlardı oda işin kötü yanı,ama toplum olarak okuma alışkanlığımız olmadığından olsa gerek oyun oynayarak değerli zamanlar heba olup gidiyor,ne yapalım zamanla alışkanlıklar değişecektir.Saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  9. İlhami bey,gençlik yıllarımızda alışkanlık da olmamış bir durumdu.Bir anekdot aktarmak istedim.Sizin gibi düşünüyorum.
    Teşekkürler,sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. kahveye babam da gitmezdi ilginçtir eşimde gitmez onun için kahve kültürü ile ilgili bilgim fazla yok fakat yıllar önce çalıştığım güney illerinden birinde dikkatimi çekmişti bir caddede 17 adet kahvehane saymıştım .maalesef içinde gördüğüm insanlarında çoğu gençti işsizlik bir ülkede ne kadar fazlaysa kahvehanelerde o kadar fazlalaşıyor. Yazınızı zevkle okudum bir daha okudum .ellerinize sağlık kaleminize sağlık .keşke kahvehane yerine çayını içip kitabını okuyacağı yerler olsa .saygı ve selamlar

    YanıtlaSil
  11. bilge.maalesef kahvehane kültürü bu ülkenin gerçeği.bu oluşumu bir şekilde üretime ve okumaya kanalize etmek mümkün,ama ne yöneticiler,ne üniversiteler bu konuda bir çalışma yapmıyor.
    çok eskiden kıraathane(okuma evleri)olan bu yerler şimdi zamanın boşa harcandığı ortamlar haline gelmiş.Buraları işlevsel hale getirecek bir proje gerekli.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  12. Ben hiç gitmedim kahveye. Hiç öyle bir ihtiyaç da duymadım açıkçası. Boş oturmak bana göre değil çünkü. Sıradan bir otobüs yolculuğunda bile sıkılıyorum, boşa giden zamanıma üzülüyorum. Bir de o digara dumanı hiç çekilmez... Bırakmanız iyi olmuş Ramazan bey. Hem sizin için hem de eşiniz için. Umarım o arkadaşınız da sigarayı bırakma başarısını göstermiştir. Saygılar...

    YanıtlaSil
  13. mit,arkadaşlığımız sadece kahvede tanışıklıtı,sigarayı bıraktığını sanmıyorum,zira durumu beni etkileyecek kadar kötüydü ve esaret derecesinde bağımlıydı.Hayatta hiçbir şeye bu kadar bağımlı omamak gerektiği düşüncesinde olduğum için ben de çok sık olmamakla beraber ,ara sıra uğradığım bu davranıştan vazgeçtim.Alışkanlık değildi zaten.aman konusundai düşünceleriniz benim de düşüncelerimdir.Segiler.

    YanıtlaSil

Düşünceleriniz benim için önemlidir. Katkılarınız için teşekkür ederim.