28 Şubat 2010 Pazar

GİRERKEN HAN KAPISI,ÇIKARKEN İĞNE YURDUSU

Günümüzde yaşanan olayları gözledikçe, eskiden yaşanmış acılarla dolu hayatları, hatırlamadan edemiyor insan.


Bu konu ile ilgili olarak, şimdi rahmetli olmuş olan bir büyüğümün anlattıklarından bir yaşanmışlık aktarmak istiyorum ;

Zamanında devlet memuru olarak, bir ilçede çalışıyorduk. Arada bir, arkadaş gruplarımızla sohbetler yapardık, herkesin yaptığı gibi. Bu toplantılardan birinde , o zamanki iktidarın uygulamaları ve yanlışları üzerine tartışmalar yaptık. Tansiyon biraz yükseldi. Ben de haksızlığa tahammül edemeyen bir insan olduğum için, yüksek sesle, iktidarın yanlışlarını eleştirdim. O dönemler, herkesin düşüncelerini orta yere koyamadığı dönemlerdi. Şimdi nasıl insanlar düşüncelerini açıklamaktan, korkuyorsa, o zamanlar da öyleydi. En ufak bir eleştiride soluğu nerede alacağınız belli olmazdı. Bir devlet memuru olarak, en hafif ceza ise, kenarda köşede kalmış bir ilçeye sürgüne gönderilmekti.

Bizim ceza sürgünle falan kurtulacak gibi değilmiş ki, sürgüne ek olarak, hakkımızda dava açıldı. Birkaç ay sorgusuz sualsiz yattıktan sonra, ilk mahkemeye çıktım. Hakim bana acımıklı bir ifadeyle baktıktan sonra; "oğlum, sen bu ilçede davaya devam edersen, çok zarar göreceksin, davanı büyük ilçedeki ağır ceza mahkemesine aktarıyorum" , dedi. Böylece davanın boyutları değişti. Davam ağır ceza mahkemesinde görülmeye başlandı. Sanırsınız bir sürü adam öldürdüm. Yaptığım şey, iktidarın yanlış gördüğüm uygulamalarını yüksek sesle eleştirmek, o kadar. Dava büyük ilçeye aktarıldıktan sonra, sürgit duruşmalar yapıldı. Dokuz ay içerde kaldım. Suçsuz olduğuma karar verildi, beraat ettim. Haksız yere dokuz ayım gitti hayatımdan.

Aslında o hakim haklıydı. Eğer o ilçede dava devam etseydi, siyasi baskılarla , çok daha uzun sürecek bir süreç yaşayabilirdim. Gene de ucuz kurtulmuş sayılabilirdim.


Bu acıyı hiç unutamadım. Çocuklarımın çektiği üzüntü, sıkıntı, yokluk ise cabası.


Sözünü, aman evladım, siz siz olun nerede ne konuştuğunuza dikkat edin, haksızlıkları dile getirmekten çekinmeyin ama kişisel haklarınızı, çoluk çocuğunuzun geleceğini de sıkıntıya sokacak işlere bulaşmayın dedi.


"Hapishane kapısı, girerken han kapısı, çıkarken iğne yurdusu", 'dur, diye sözlerini tamamladı.


Başımıza nelerin gelebileceğini önceden kestiremiyoruz. Çok yakınım iki insan, sonucu belli olmayan tutukluluk halleriyle, yukarıda anlattığım anekdota benzer bir süreci yaşıyor bu günlerde. Birisi sekiz ayı geçkindir tutuklu olarak mahkeme olmayı bekliyor, birisi ise mahkeme mahkeme öteleniyor, yedi aydır tutuklu. Sonuçlar ortaya çıktığında büyük ihtimalle beraat edecekler, ama hayatlarından uzun sayılabilecek bu zamanlar çalınmış olacak.
Bu zulümdür. İnsanlar hakim karşısına çıkabilirler. Ama insan öldürmemiş, sıradan bir olay , kaçma ihtimali sıfır. Çünki yaşayabilecekleri başka bir vatan yok. Birileri gibi okyanus ötesinde, köşkler, saraylar tahsis edilmiş insanlar değil. İstediklerinde devlet görevlilerinin elleriyle koymuş gibi bulabilecekleri insanlar bunlar. Bu durumdaki vatandaşlarını hapishanelere tıkıp, kendilerini savunamaz hale getirip, hayatlarını karartmanın neresi adalet. Yargıysa yargı. Yargılayın insanları. Eğer suçluysa, hüküm, ceza yönündeyse, verin ceza hükümlerini, alın içeri, cezalarını çeksinler. Ama daha ne olacağı belli olmayan suçlamalarla insanları içeri alıp, aylarca, yargılama bile başlamadan bu insanları içerde tutmanın hukuk, adalet ve yargı ile ilgili olmadığını düşünüyorum.

Bugünlerde ülkemizde yaşananlara baktığımızda, bunu daha iyi görüyoruz.

...Ramazan Işık


EK: Bu yakınlarımdan birisi, onbir ay tutuklu kaldığı cezaevinden, ilk celsede, 3 nisan sabaha karşı saat 4.00 itibariyle tutkluluk halinin kaldırılmasına karar verilerek serbest kaldı. Suçsuz günahsız 11 ayı hayatından çalındı.
Diliyorum ve umuyorum ki, diğer yakınım da onun gibi serbest bırakılacak. Çünki suçsuz olduklarını biliyorum.


iğne yurdusu:iğne deliği

9 yorum:

  1. Geçmiş olsun. 80 sonrası kardeşim de yüksek sesle konuşup eleştiri yaptığı için mahkemelik olmuştu. Neyse ki tutuklanmamıştı ama sıkıntılı bir dönemdi.

    Ne yazık ki sizin de dediğiniz gibi,henüz neyle suçlandığını bile bilmeden, suçu kanıtlanmadan, iki yılı aşkın bir süreden beri içerde yatanlar var. Ülkesini seven, ülkesi için kaygılanan ve bunu dile getiren bu aydınların içerde olmalarının tek nedeni konuşup düşüncelerini söylüyor olmalarıydı. Bununsa adaletle bir ilgisi olamaz

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Çok geçmiş olsun.Polis devleti olma yolunda hızla ilerliyoruz ne yazık ki !

    YanıtlaSil
  3. Malesef hukuk boşukları işini sadece kendi çıkarına görmeyi marifet bilen iktidar mensuplarınca o kadar güzel kullanılıyor ki, günümüz de bu hal bile mumla aranıyor.Çünkü artık konuşan insanları içeri tıkmak için hukuk boşlukları değil hukuk çiğnenerek yerine getirilmeye çalışılıyor.Akıl alacak gibi değil. Hukukun çiğnendiğini bağıran hukukçular yetmiyor. Gözleri kin ve intikamdan dönmüş,kulakları duymuyor.Adalet,soylu adalet bir gün onlara da gerekecek, hem de bugün ihtiyaç hissetmediklerinden çok ama çok daha fazla.

    Sevgi ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  4. Benim de birinci dereceden,öğretmen bir büyüğüm,yıllar önce ,siyasi eleştirisini yüksek sesle dile getirdiği için..Ve köylerdeki ağalık sistemine karşı çıktığı için,eğitim verdiği şehirden sürüldü.70'li yılların Muş Malazgirt'e..Yokuluklar,türlü sıkıntılar derken yine de davasından vazgeçmedi.En hafif cezayla kurtuldu aslında.Yaşadıkları sıkıntılar,çocukların perişanlığı,karlı köy yollarında vasıta bulunamayıp,doktor bulunamayıp kaybedilen 2 yaşında bir evlat,yıllarca unutulamayacak yaralar açtı..
    Adalet ve yargıdan bir şey beklememek lazım artık diye düşünüyorum.Suç kanıtlanmadan hapise atılabiliyor kişi,çünkü suçu yok.Kanıtlanacak bir şey yok ortada.Allah kurtarsın diyebiliyoruz sadece.Hırslarından arınmış,millet için ülke için bir şeyler yapma arzusunu ilke edinmiş insanlara ihtiyacımız var.
    "girerken han kapısı,çıkarken iğne yurdusu"..sözünü ilk kez duyuyorum.Çok güzel,çok anlamlı..Not alıyorum..Çevremdeki herkesle paylaşmak üzere.Bilen çıkıcak mı merak ediyorum.Her yazınızla bana bir şeyler kattığınız için teşekkür ederim.sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Çınar Hanım,ülkesi için kaygı duyan,düşünen,düşündüğünü ifade eden her aydının başına benzer şeylerin gelmesini her an bekliyoruz ne yazık ki.

    Dalgaları Aşmak,teşekkür ederim.Sizden uzak olsun.

    ÇOBAN YILDIZI,bir hukukçu gözü ile sizin ve hukukçuların çoğunun da aynı kaygıları taşımaları çok manidar.Bu dudrumlar ne kadar devam edebilir böyle bilemiyorum.Yorumunuza teşekkürler.

    EBRULİ,adalet ve yargıdan başka güvenebileceğimiz bir yer de olmaması gerekir aslında.Bu deyimi yıllar önce duymuştum,buraya aktardım.Bilen varmı ben de bilmiyorum.Benim için yazdıklarınıza teşekkür ediyorum.Birikimler bizimle gitmesin,bizden sonrakilere kalsın istiyorum.Sevgi ve saygılar.

    YanıtlaSil
  6. Merhaba Ramazan Hocam. Çok güzel bir konuya değinmişiniz. Yargılama sırası gelinceye kadar suçu sabit olmayan insanları hapishanelerde tutmak, o insana yapılabilecek en büyük kötülüktür. Olay çok ciddi olur, yargılamayı lehine çevirebilecek herhangi bir eylemini kısıtlamak için gözaltında tutarsınız, ama eften püften olaylar için insanı içerde alıkoymak haksızlıktır.

    Sayın hocam Devletimizin daha öyle çok haksız uygulamaları var ki, saymakla bitmez! En ağırı tabi ki adalette yapılan haksızlıktır.

    Bu güzel paylaşımınız için çok teşekkür ederim.
    Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    Esen kalın.

    YanıtlaSil
  7. Bu güzelim Ülkede çok fazla saçmalık yaşandı geçmiş yıllarda, göreceli olarak az ve değişik haliyle olsada hala yaşanıyor. Bu Ülkede her çeşit oyun olduğu sürece bi huzur gün yüzü göremeyeceğiz galiba. Çok fazla sesim çıktığı için haksızlığa gelemediğim için bende birçok şey yaşadım, dilerim çocuklarımız bunları yaşamasın.

    YanıtlaSil
  8. Recp altun Beyciğim,evet adaltte adalet arıyoruz tabii ki.Yoksa nasıl yaşarız.Adaletsiz bir dünyayı adaletli hale etirmemiz gerek.

    Onuncu Köyün Adamı,dileğinize katılıyorum.Umarım bundan sonra azalır bunlar.

    YanıtlaSil
  9. Nihayet bugün sabah saat dört itibariyle yakınımın birisi tahliye oldu.Onbir ay suçsuz yere yattığı hapihaneden ,ilk celsede tahliye oldu.
    Umudum, suçsuz olduğuna inandığım diğer yakınımda.

    YanıtlaSil

Düşünceleriniz benim için önemlidir. Katkılarınız için teşekkür ederim.