1 Mayıs 2009 Cuma

TANDIR BAŞI SICAKLIĞI

.
Tandır'ı bilenleriniz vardır.Hayatımıza şehir yaşamının girmesiyle,tandır kültürü yok olmaya başladı.Bu yaşam biçiminde yaşamış olanların da nesli tükeniyor.Tandır sohbetleri kaybolup gidiyor.Son nesil kaybolmadan,bu tandır başı sohbetlerinin kayda geçmesi gerek.
.
Yörelere göre değişmekle birlikte,çocukluğumda bir köy ziyaretinde yaşadığım tandır manzarasını anlatacağım.
Köy evinin en geniş odasının en orta yerine,ağız çapı yaklaşık 80 CM,derinliği de yine 80 CM civarında bir silindir çukur kazılırdı.Çukura,en dip kısmından dışarıya kadar bir delik açılırdı.Bu delik tandırın hava alıp,içindekilerin yanmasını sağlıyordu.Bu hava deliğine "Küfle Deliği"denirdi.Böylece tandır tamamlanmış olurdu.
Tandırlı evde yaşamak çok zevkli bir hayattı.
Tandır bir evin merkezini oluştururdu.İçinde ateşler yakılıp,ekmekler,yemekler pişirilirdi.
Özellikle "tandır ekmeği"harika birşeydi.yapısı gereği aylarca bayatlamadan saklanabilirdi.Kendi başına,katık istemeden yenebilen bir lezzeti vardı.Bu arada bilmeyenler için söylemeliyim.Katık,ekmekle beraber yenen yiyeceklere denir.
Bir miktar peynir,bir domates veya salatalık yerine göre ekmeğinizin katığıdır.
.
Tandırda yerine göre,odun,tezek,iri saman yakılırdı.Tezek,hayvan gübresinin su ve samanla karıştırılıp,kalıplara dökülerek kurutulmasından elde edilen bir yakıttır.
.
Yakacaklar yanıp,kömür olduktan sonra,ağzına büyük bir taş kapak kapatılırdı.Üstüne de geniş,yuvarlak bir mitil atılırdı.Mitil çok büyük bir örtü idi.Altına dört yönden girenlerin ayakları birbirine değer değmez olurdu.
Burada mitil'i de açıklamam lazım.Evlerde işe yaramaz hale gelmiş bez parçaları birleştirerek,yorgana benzer bir örtü oluşturulurdu.Bu örtüye mitil denirdi.Mitilin altına,ev halkından özellikle çocuklar her yönden sokulurdu.Dışarda kar ve tipi,içerde mitilin altında,tandırdan gelen sıcaklık ve sohbet.Ablaların ve ağabeylerin konuşmaları ninni gibi gelirdi,bu mitil altı sokulmalarda.Bu konuşmaların arasında ne zaman uyuduğunuzun farkına varamazdınız.
.
Soğuk kış günlerinde tandırın başında toplanırdık.Yaşlı nineler masal anlatırdı.Çocukar bir türlü uslu durmazdı.Birbirini gıdıklayanmı dersin,kikirdeyenmi dersin.Ama herşeye rağmen o nineler,sabırla masallarını anlatmaya devam ederlerdi.
.
Şimdi yıllar sonra çocukluğumu,tandırda altına sokulduğum mitili ve masalcı Kete Ana'yı(nine) özlüyorum.

Raazan Işık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşünceleriniz benim için önemlidir. Katkılarınız için teşekkür ederim.